Ana sayfa Yazarlar Folklor Köşesi KEMENÇE

KEMENÇE

4351
0
PAYLAŞ
Merhaba Perfect Gazete okurları… 
Bu ayki yazımın konusu Kemençe.
Türklerin ilk yaylı sazına verilen isim “Iklığ”dir. Kemençe Gök Türklerden Türk göçleriyle birlikte Anadolu’ya gelmiştir. Iklığ “yay” anlamındaki “ık” sözcüğünden türemiştir. Oklu-okla çalınan anlamındadır. Yani yayla çalınırdı. Anadoluda Iklığ çalana kemençeci, Iklığ’a da kemençe denilmiştir. Yurdumuzda kemençe doğu Karadeniz illerinde görülen en yaygın yaylı çalgıdır. Kemençe ve kemençeci en çok Giresun’un Görele kazasından yetişmektedir. 
 
En iyi kemençe erik ve ardıç ağacından yapılmaktadır. Bu ağaçlardan yapılan kemençelerin sesi daha gür çıkar. Kemençe’nin yapılacağı ağaç kuru olmalıdır. 
 
Kemençe başlı başına bir sanat ve oldukça zor bir çalgıdır. Dize ve kucağa dayamak veya dikine tutmak suretiyle çalınır. Çevrenin horon oyunu ve türkülerine için çok seri bir parmak ve kol hareketi isteyen bi çalgıdır.
 
Aynı anda çift ses çıkaran özelliği vardır. Üç telli olup Sap, Gövde ve Eşik kısımlarından oluşur. . Yay ile çalınır, yörede çalgıcıların çoğu ezgiye sözleri ile katılırlar. Kemençenin çok kıvrak ve ahenkli bir sesi vardır, onun için çevresindeki dinleyicileri bir anda coşturarak seri ve hareketli Karadeniz horonu oynatır. Kemençe Karadeniz folklorunun en kuvvetli yaratıcısıdır. Gerek Doğu Karadeniz düğünlerinde, eğlencelerinde, horonlarında Kemençe Doğu Karadenizin vazgeçilmez çalgısıdır.
 
Kemençeli bir Görele türküsü:
 
Elinde kemençesi
Göreleden geliyor
Örenlinin kızları
Sevdalıktan ölüyor
 
O kemençe sesidir
Pazarı görelidir
Örenlinin kızları
Sevdalığa delidir
 
Kemençemin teline
Parmak vururum parmak
Kız oğlanı sevmezse
Fayda vermez yalvarmak
 
Bir sonraki yazımızda buluşmak ümidi ile ….
………….
Bu konuda referans olarak Boğaziçi Üniversitesi ‘ nin “Folklora doğru” dergileri alınmıştır.
 
Kemençe, rebap, keman türü yaylı çalgılarla akraba olduğu sanılan, bir yay yardımıyla çalınan üç telli geleneksel halk çalgısının adı olup, klasik kemençe ile karıştırılmasını önlemek amacıyla Karadeniz kemençesi olarak da adlandırılmaktadır.
Çok sayıda farklı teoriye karşın Karadeniz kemençesinin Rumlar tarafından Kapadokya kemanesi olarak da adlandırılan Kabak kemaneden form olarak ne zaman farklılaştığı kesin olarak bilinmemektedir.Araştırmacı Yazar Mehmet Bilgin’in Doğu Karadeniz Etnik Tarihi Üzerine adlı yazdığı kitapta, Karadeniz kemençesinin Kıpçak Türkleri’ne ait bir çalgı olduğunu, Gagavuz Türkleri’nin de bu çalgıya kumança ve oyununun adına da Horon dediklerini yazmıştır.
Karadeniz kemençesi temel müzik aleti olduğu özellikle Ordu, Giresun, Gümüşhane, Trabzon, Rize, Artvin, Samsun, Bayburt, Sivas’ın iç Karadeniz bölgesinde kalan Suşehri, Akıncılar çevresinde ve; Cumhuriyet döneminde Karadenizlilerin topluca göç ettiği Adapazarı, İzmit, Yalova Orhangazi köylerinde ve büyük şehirlerde, 1923 mübadelesiyle Yunanistan›a giden Rumlar tarafından başta Selanik olmak üzere Kuzey Yunanistan›da yer alan göçmen köylerinde kullanılmaktadır.Kemençe artık evrensel bir çalgı aleti olmak yolunda emin adımlarla ilerlemiştir.İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde de ilgisi görülmektedir.
Kemençenin gövdesi dut, karadut, akçaağaç ardıç, ladin veya erik ağacından tamamen elde oyularak tip ve özelliklerine göre 3-15 gün içerisinde yapılmaktadır.
Özellikle Karadeniz Bölgesi’nde süreklilik arzeden kemençe yapımcılığı genellikle babadan oğula geçmekte ve yapımcılar hiçbir resmi eğitim kurumunun formasyonundan geçmemektedirler. 19. yüzyıla dek bağırsak olan teller yerini metal olanlara bırakmıştır. Teller inceden kalına doğru zil, sağır ve bam olarak adlandırılmaktadır.