Ana sayfa Röportajlar İçimizden Biri Av. İBRAHİM CİNTOSUN

Av. İBRAHİM CİNTOSUN

6103
0
PAYLAŞ

“Ekonomik açıdan zenginleşmek ya da toplum olarak daha fazla söz sahibi olmak için tek anahtar eğitim.”

İbrahim Cintosun ismini hepimiz biliyoruz. Çok başarılı bir avukatsınız. Kanada öncesini biraz anlatır mısınız?
Aslen Malatya’lıyım. 1958 yılında İstanbul’da Sultanahmet’te doğdum. Çocukluğum Zeytinburnu’nda geçti. 3 erkek, 2 kız, 5 kardeşiz. Pertevniyal Lisesi’nde okudum. Sonra tıp fakültesi …

Türkiye’de avukat değildiniz yani.
Türkiye’de doktordum. 77’de tıbba girdim. 83’te mezun oldum. Mecburi hizmetimi Mardin, Cizre’de yaptım. Oradayken yurtdışına çıkmaya karar vermiştim diyebilirim. Bursa’da Hava Ulaştırma Okulu Birliği’nin doktoru olarak yaptığım askerlik sonrası yine Cizre’ye döndüm. 87 yılında Avusturalya’ya gittim. Oğlum Can orada doğdu. Sonra geri geldik Türkiye’ye. Birkaç ay yine Cizre’de doktorluk yaptıktan sonra Bursa’ya tayinim çıktı. 89 yılının Eylül ayında da ailecek Kanada’ya geldik.

O zamanlarda da doktorluk şimdiki gibi denetimli bir iş miydi?
Tabi, çok zordu başka bir ülkeden gelen bir doktorun burada mesleğine devam etmesi. Tıp fakültesini Kanada dışında bitirmişseniz, burada lisans almak son derece zor. Epey uzun yıllar harcamanız gerekiyor. Bir de bir takım sınavları geçseniz de lisans alamama ihtimali var aslında. Çünkü yabancı doktorlara ihtisas kolay kolay verilmiyor. İhtisas yapamayınca da doktorluk yapmak mümkün değil tabi.

Sistemin böyle olduğunu o zaman biliyor muydunuz?
Ben buraya doktor olabileceğimi düşünerek gelmedim aslında. Buraya geldikten sonra da çeşitli örneklerle de bunu gördüm. Türkiye’den çıkarken işçi olmayı göze almıştım.

Peki, ne iş yaptınız?
Değişik işlerde çalıştım. Araba bile yıkadım. Sonra bir bingo salonuna girdim. Orada 2.5 sene menajer olarak çalıştım.

Bu durumu gurur meselesi yapmadınız mı?
Hazmetmek kolay olmadı aslında. Türkiye’de sıradan bir doktor da değildim açıkçası. Birçok doktor arkadaşımın arasında en iyisi bendim. Dolayısıyla psikolojik açıdan oldukça zor bir dönem yaşadım. Hatta gerilime bağlı baş ağrılarımı muayene eden bir nörolog senin başın ağrımasın da benimki mi ağrısın demişti. Yaşamım düzelince ağrılar da geçti. Ama 10 sene sonra.

Peki avukatlık nasıl oldu?
Eski eşim Türkiye’de de diş hekimiydi. Burada sınavlara hazırlanması için benim çalışmam gerekiyordu. O sınavları geçince sıra bana geldi, işimi bırakıp bir takım başka şeyler yapabileceğimi düşündüm.

Ama yapabilirim demek ayrı, yapmak ayrı…
Tabi, ama bir kere yapabilirim deyince sonra nasıl yapabilirim sorusu geliyor. 94 yılında hukuk fakültesinin giriş sınavları hakkında bilgi edindim. Sonra birkaç ay o sınava hazırlandım. Kütüphanelerde yoğun bir şekilde çalıştım. Sınav sonucunda başvurduğum tüm hukuk fakültelerinden kabul aldım.

Siz anlatırken kulağa kolay geliyor ama bu sınavı kazanamayan birçok kişi var.
Tabi, aslında kolay bir sınav değil. Ama ben hep iyi bir öğrenciydim. Bu sınav da biraz zekâ ve mantık sınavı gibi diyebilirim. Ezbere dayanan bir sınav değil yani.

Hangi fakülteyi bitirdiniz?
York Üniversitesi, Osgoode Hukuk Fakültesi.

Sonrasında?
Baro sınavlarını da geçince 2000 yılının Mart ayında şehir merkezinde ilk ofisimi açtım. 12 sene boyunca orada devam ettim. Sonrasında da şimdiki ofisime geçtim.

2000 yılında kaç yaşındaydınız?
42

Bunu sormamın sebebi, belli bir yaştan sonra yeniden çalışıp, yeniden okula gitmenin ve büyük uğraşlar vermenin altını çizmek. Başka bir işte devam etmek yerine, sizi eğitim almaya iten neydi?
Evet, Kanada’nın demokrasi, düzen ve sosyal haklar gibi pozitif yönlerini baz alarak, buraya gelmeden her şeyi göze almıştım. Fakat bir müddet sonra yaptığınız iş entelektüel açıdan tatmin etmiyorsa, bir arayışa giriliyor. Tabi, daha önce böyle bir arayışa girecek fırsatım olmadı, çünkü eşimi desteklemek zorundaydım. O sınavı geçince ben de entelektüel kapasiteme uygun bir iş yapmalıyım düşüncesine girdim. Biraz da fırsatlara bağlı yani.

Peki, iyi ki avukat olmuşum diyor musunuz?
Aslında avukatlık benim karakterime uygun bir iş.

Kanada’da avukatlık nasıl bir iş?
Enteresan bir iş olduğunu söyleyebilirim. Her şeyden önce oturmuş bir sistemin olması önemli tabi.

Sizin azminiz çocuklarınıza nasıl yansıdı?
Oğlum da avukat oldu. Kızım ise doktor olmak üzere.
Meslek seçimlerinde çocuklarınıza baskınız ya da tavsiyeniz oldu mu?
Çocuklar ebeveynlerinden etkileniyorlar tabi. Bir de avukatlık, doktorluk gibi meslekler evrensel meslekler. Ama baskı söz konusu değil elbette. Meslek seçimleri tamamen kendilerine ait.

Size dönecek olursak, Kanada’da her seviyede çalışmış bir kişi olarak, ayrımcılık, dışlanma gibi durumlara maruz kaldınız mı?
Mutlaka görünmeyen kurallar vardır. Fakat ben bizzat yasamadım aslında.
Dolayısıyla mahkeme salonlarında da böyle bir şey söz konusu değil …
Daha çok göçmenlik ve sığınmacılık davalarına bakıyorum. Bununla birlikte, aile, ceza veya ticari davalara da baktığım için birçok farklı kurumla çalışmam gerekiyor. Kanada’da, özellikle Toronto’da hukuk anlamında bir ayrımcılığın olmadığını söyleyebilirim.

Son dönemde Türkiye’den oldukça büyük bir göç oldu Kanada’ya. Buradaki toplumumuzun, toplumun geneline uyum süreci ve entegrasyonu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Aileler akıllarının bir köşesinde sürekli geri dönme düşüncesiyle yaşadıkları için, dönmeseler bile, yaşadıkları ülkeyi sahiplenemiyorlar ve sistemi anlayamıyorlar. Dolayısıyla aile buraya tam olarak entegre olamayınca, çocuklara da benzer bir yaşam tarzı yansıyor. Bence bu biraz göçmen ailenin eğitim durumuyla ilgili. Eğitim durumu orta ve altındaki ailelerin çocuklarında eğitim oranı çok yüksek değil maalesef. Oysa buraya alışan insan kolay kolay geri dönmüyor. Özellikle çocuklar burada eğitim aldılarsa, geri dönmek biraz hayal olarak kalıyor.
Bir de Kanada çok-kültürlülüğe önem verip, desteklese de içinde yaşadığımız topluma uyum sağlamalıyız. Ekonomik açıdan zenginleşmek ya da toplum olarak daha fazla söz sahibi olmak için tek anahtar eğitim.

Son olarak, bugünkü aklınız olsa yine Kanada’ya gelir miydiniz?
Aslında dünyada gezmediğim bir ülke kalmadı. Kanada ırka dayalı bir ulus olmadığı için yine burayı seçerdim. Çünkü insan burada kendini Kanadalı hissedebiliyor.
Teşekkür ederiz.