Ana sayfa Röportajlar İçimizden Biri AYLİN DOYLE

AYLİN DOYLE

4240
0
PAYLAŞ

“Kanada fikir ülkesi ve özellikle gençlerin yaratıcı düşünmelerine zemin hazırlayacak çalışmalar yapılması çok önemli.”

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Tabi. Ben Trabzon’da doğdum. Babam memur olduğu için küçükken Türkiye’nin her yerini gezdik. Dolayısıyla değişime açık büyüdüğüm için ne olursa adapte olabilecek bir kişilik yapım var. Sonra babamın işi nedeniyle Ankara’ya yerleştik. Orada TED Ankara Koleji’ni bitirdim. Arkasından ODTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı geldi. Orada son sene profesörlerimden biri tez projesi konumuz olarak dünyadaki bilim merkezlerini inceleyip bir sergi hazırlamamızı istedi. Amaç formal olmayan eğitim yoluyla bilimsel bir konuyu birçok kişiye ilgi çekici bir sekilde katılımlı olarak anlatabilmek ve onlara ilham vermekti. Bu proje benim o kadar hoşuma gitti ki üniversite sonrasında da bilim merkezleri konusunda çalışmalarıma devam ettim. Ankara Altınpark’ta Türkiye’nin ilk bilim merkezini kurduk ve o zamandan bugüne hala bilim merkezi ve müze tasarlıyorum. 16 yıl Ontario Bilim Merkezi’nde çalıştıktan sonra son 6 yıldır da kendi şirketimde çalışıyorum.
Kanada’ya gelmeye nasıl karar verdiniz?
İlk bilim merkezimizi açarken buradaki Ontario Bilim Merkezi’nden de bazı sergiler aldık. Eşim o projenin proje müdürüydu, ben de tasarımcıydım, orada tanistik. Yaklaşık 2 yıllık bir flört döneminden sonra Türkiye’de evlendik, 1994 yılında Kanada’ya geldim.
Çocukluk yıllarınızda birçok farklı yer ve insan tanımanın Kanada’da nasıl bir faydasını gördünüz?
Çok faydasını gördüm. Herşeyden önce benim alışık olma gibi bir ihtiyacım yok. Gümüşhane’den Tekirdağ’a farklı yerlerde okula gittim; farklı kültürleri kabul etmeyi öğrendim. Buraya geldiğimde bunu daha geniş ölçüde yaşadım. Tabi ki Türkiye ve Kanada benim evim. Fakat ben dünya insanıyım, her yerde yaşayabilir ve adapte olabilirim.
Fakat yine de bir yabancılık hissi olmuştur.
Tabi, bunu ilk olarak iş dünyasında yaşadım. Mesela geldiğim ülkede hangi okuldan mezun olduğuma bakılmaksızın burada ilk olarak Kanada tecrübemin olup olmadığına baktılar. Dolayısıyla ilk işlerimin hepsi gönüllüydü. Bu benim için oldukça faydalı bir deneyimdi çünkü kendimle getirdiklerimin Kanada’da neye eşdeğer olduğunu görme fırsatım oldu. Hakikaten iyi bir eğitim almış olduğumu görmekten çok mutlu oldum.


Peki burada maaşlı iş hayatına girmeniz nasıl oldu?
Yaklaşık 1 yıl kadar alanımda gönüllü çalıştıktan sonra kariyerime bilim merkezi konusunda devam etmek istedim. Önce Ontario Bilim Merkezi’nde bir süre yarı zamanlı çalışmaya başladım. Sonra orada sergi tasarımcısı olarak uzun süre devam ettim.
Kanadalı olanlara daha fazla fırsat verildiği doğru mu?
Hayır, bu bir önyargı, ben katılmıyorum. Bürokrasi her hükümet kurumunda tabi ki var. Fakat ben hiçbir ayrımcılığa maruz kalmadım. Zaten Kanada’nın güzel yanlarından biri de bu; ayağınızı içeri soktuğunuzda, onlar da sizin o işi iyi yapabileceğinizi gördüğünde fırsat veriliyor. Çok güzel projeler yaptık. 16 sene boyunca hem burada hem de dünyanın birçok yerinde bilim merkezleri tasarladım.
Bilim merkezi tasarlamak ne demek?
Benim işim oldukça farklı bir iş. İşim gereği birçok farklı disiplinle çalışmam gerekiyor. Örneğin İrlanda’da Belfast’ta bir bilim merkezi tasarlamak için kurduğumuz grubumuzda bilim insanları, tasarımcılar, yazarlar, egitimciler ve grafik tasarımcılar vardı. Tum bu disiplinlerin birlikte çalışması gerekiyor, ben iki nokta arasında köprü görevi görüyorum. Öncelikle bilim insanlarının ne dediğini anlamalıyım ki onu üç boyutlu sekilde tasarlayıp etkileşimli bir halde gelecek ziyaretçilere sunabileyim, bilim dünyasından olmayan insanlara ilham verebilelim. Yıllar içinde analitik düşünme yeteneğim epey gelişti. Bu işte soru sormayı, daha doğrusu, düzgün soru sormayı öğrendim. Çünkü bir şeyi dinleyip, analiz edip, sonra da anlayabileceğim şekilde soru sormak kolay değil aslında.
Bilim dünyasında kadın olmak nasıl bir durum?
Bilim dünyasında cinsiyet ayrımıyla karşılaşmadım.
Kendi işinizi yapmaya nasıl karar verdiniz?
Ontario Bilim Merkezi hükümete bağlı bir kurum. Son zamanlarda bilim ve müzecilik konusuna ayrılan bütçeler kısıtlanıp ödeneklerde ciddi azalma olmaya başlamıştı. Ben de yaratıcılığımın ve deneyimimin en güçlü olduğu dönemde, belki de ayrılmanın zamanıdır diye düşündüm. Şimdi 3 arkadaş kendi işimizi yapıyoruz.
İşinizi biraz açar mısınız?
Tabi. Ana başlığımız tasarım. Müze tasarımı, bilim merkezi tasarımı, çocuk müzesi tasarımı, kültürel merkezler tasarımı gibi. Çok özelleşmiş bir iş aslında.
Mesleğinizden memnun musunuz?
Mesleğimden çok memnunum gerçekten. Okul yıllarıma geri dönsem yine aynı okula gidip aynı işi yapmak isterdim. Çünkü bu bana tatmin duygusunu veren bir iş. İnsan bu işi yaparken kendini dolu hissediyor, ilginç konuları öğrenip, değişik kültürlerle, insanlarla tanışma olanağı buluyor. Hakikaten çok büyük bir keyif veriyor. Zaten artık bunu bir meslek olarak da görmüyorum. Benim hayata bakış açım, yaşam biçimim oldu artık.
En son yaptığınız iş neydi?
Labrador’da bir Inuit kültür merkezi tasarladik. Oradaki yerel toplumla çalıştık. Hem kendilerini daha güçlü hissetmelerine yardımcı olacak, hem de değerlerini yeni nesillere aktarabilecekleri bir kültür merkezi oldu. Çin’de birçok projemiz oldu. Çocuk müzeleri orada yeni başlayan fakat oldukça ilgi çeken bir konu. Onun dışında Kanada’da yerel müzelerle birçok süren projemiz var.
Sizinle çalışmak için nasıl bir kurum olunmalı?
Mutlaka kurum olmaya gerek yok, kişisel olarak da hizmet alabilirsiniz. Fikir aşamasından başlayarak stratejik bir plan oluşturuyoruz. Onun arkasından sergileri ve mekanları tasarlıyoruz. Üretimin sonuna kadar her safhada başvuran kurum ya da kişiyle birlikte sürdürüyoruz projeleri. Mesela bizim toplumumuz bize gelip bizim değerlerimizi yansıtan bir kültür merkezi kurulmasını talep edebilir.
Yıllardır hayali kurulan bu proje gerçeğe dönüşse harika olur tabi. Peki sizin hayalleriniz neler?
Hayallerimin başında burada, Toronto’da bir çocuk merkezi ya da müzesi kurmak var. Daha önce pilot proje olarak Liberty Village’da bir kadın yatırımcıyla geçici süreliğine bir çocuk merkezi açtık.


Bir çocuk merkezinin amacı nedir?
Cocuk merkezleri dünyanın birçok yerinde var olan 8 yaş altı çocukların algı, öğrenme ve fiziksel gelişimlerine yardımcı olan merkezler. Amacımız Toronto’ya yakışır; çocukların sıfırdan başlayıp yaratıcı düşünmeyi, risk almayı, deneme yanılma yoluyla noktaları birleştirip kritik düşünmeyi öğrenebilecekleri ve yeteneklerini geliştirebilecekleri bir merkez kurmak. Aklımda yerini bile seçtim.
Gülüşmeler…
Aslında bu sadece iş için değil, tüm Kanada için çok önemli. Çünkü Kanada fikir ülkesi ve özellikle gençlerin yaratıcı düşünmelerine zemin hazırlayacak çalışmalar yapılması çok önemli. Bilim merkezi’nde son olarak Dupont firmasıyla hazırladığımız sergi yaratıcı olmayı geliştiren yeteneklerin neler olduğu konuluydu.
Neler?
Risk almak, ortak birşeyler yapabilmek, işbirliği, deneyip yanılıp tekrar denemek gibi devam eden bir liste var. Eğer erken çağlarda bu yetenekleri çocuklara verebilirsek ilerideki neslin daha yaratıcı, aktif ve üretici olmasını sağlayabiliriz.
Birçok aile çocuklarının bu konusunda arayışta..
Birçok çocuk formal eğitimden geliyor. Bizler bilim merkezlerinde özellikle formal olmayan bir eğitimle her şeyden önce çocuğun deneyerek ilgi alanlarını keşfetmesine yardımcı oluyoruz. Yaptığımız hatalardan birisi sadece en iyi okula giden çocuğun başarılı olabileceğini düşünmemiz. Oysa başarılı insanlara baktığımızda durum böyle değil; onlar kıvrak zekaya ve yaratıcı düşünme yeteneğine sahip insanlar.
Yeni gelenlere neler tavsiye edersiniz?
Ben gönüllü çalışmayı çok gerekli buluyorum. Burada kültürü ve günlük hayatı tanımak ve sosyal çevre oluşturmak için gönüllü çalışmak çok faydalı.
Yani sosyal yaşamda da Canadian experience gerekli.
Evet, mesela burada tolerans veya karşılıklı saygı gibi konularda kendi bildiklerimizi bir kere daha gözden geçirmek gerekebilir.
Kanada’da endüstri tasarımcısı nasıl olunur?
Bu konuda eğitim veren birçok üniversite ve kolej var. Ontario College of Art and Design (OCAD), Humber College, Carlton Üniversitesi ve Seneca College gibi saygın kurumlar bu alanda eğitim veriyorlar. Toronto Üniversitesi, Rotman’da da tasarım odaklı düşünme programı var . Bu programa katılan öğrenciler kritik düşünme yeteneği, noktaları birleştirme gibi yetenekler geliştiriyorlar. Şu anda iş dünyası bu modeli kullanıyor. Çünkü sadece bir konuya fokuslanmak yerine daha genel bakmayı ve yaratıcı analiz yeteneği geliştirmeyi sağlıyor.
Müthiş bir alan. Son olarak bugünkü aklınız olsa aynı yoldan tekrar yürür müydünüz?
Kesinlikle evet, keşke her iki ülkemden tüm sevdiklerimi bir araya toplayıp yine burada yaşasam.

Çok teşekkür ederiz.