Ana sayfa Röportajlar İçimizden Biri MÜNİRE ARMSTRONG

MÜNİRE ARMSTRONG

3998
0
PAYLAŞ
” Kamera önü ya da arkası, bu alanda çalışmak isteyen insanların mutlaka eğitim almalarını öneririm. Yoksa eğitim almış onca insanla rekabet edemezler.”

Hoşgeldiniz.
Hoşbulduk.
Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Film yapımcısıyım. Yaklaşık 10 yıldır Kanada’da yaşıyorum. Onun dışında Project North 44 Kadın Grubu’nun kurucularından ve gönüllü çalışanlarındanım.

Kanada’yı tercih etmenizin sebebi neydi?
Eşim Kanada’lı. Yaklaşık 30 yıldır evliyiz. Evliliğimizin büyük bir kısmı Türkiye’de ve başka ülkelerde geçti. Planımız hep Kanada’ya dönmekti. Bir oğlumuz var. Hem onun eğitimi için hem de eşimin ve benim işlerimiz açısından 2008 yılında Kanada’ya dönmeye karar verdik.

Türkiye kökenli bir kadının Kanada’da film yapımcısı olarak ismini duyurması bir ilk. Yapımcılık hakkında neler söylemek istersiniz?
Diplomasını edindiğim ilk alan bilgisayar mühendisliği; telekomünikasyon sektöründe yaklaşık 10 yıl çalıştım. Fakat benim için sinema hep vardı, hep sinema yapmak istiyordum. Üniversitede sinema okumak istedim fakat ailem izin vermedi.
Geleneksel olarak sanata tepkili yaklaşılıyor.
Evet, sinemanın bir meslek olmadığını düşünüyorlardı. On yıl başka bir alanda çalıştıktan sonra sinemayla ilgili kurslar almaya karar verdim. Birkaç kurs alıp çok hoşuma gittiğini gördükten sonra master yapmaya karar verdim. Marmara Üniversitesi’nde Sinema Televizyon dalında master yaptım. Orada hem birçok insan tanıdım hem de sinemanın alt başlıklarını öğrendim. Benim için en uygun alanın ne olduğunu anladım. Proje yöneticiliğinden geldiğim için yapımcılık bana çok cazip geldi.

Eğitim almak işinizi yapmanıza ne gibi avantajlar getirdi?
Hem çevre edinmek hem de yeni bir bakış açısı geliştirmek anlamında büyük avantajları oldu.
Peki alanında eğitim almış kişilerle çalışmanın farkı oluyor mu?
Elbette. Kamera önü ve arkası konularda eğitim veren çok okul var. Artık çekirdekten yetişme gibi durumlar olmuyor.
Yani evden kaçıp artist olunmuyor.
Dünyanın en güzel kızı ya da erkeği de olsanız oyunculuk eğitiminiz yoksa bu alanda çalışabilmeniz çok zor. Kamera önü ya da arkası, bu alanda çalışmak isteyen insanların mutlaka eğitim almalarını öneririm. Yoksa eğitim almış onca insanla rekabet edemezler.

Bir yapımcı filmin mali sorumlusu olmak dışında neler yapar?
Aslında o yanlış bir bilgi. Yapımcı filme finans bulur, ama bu sadece bir kısmıdır. Bir yapımcı fikir aşamasından başlayarak filmin izleyiciyle buluşana kadar olan bütün evrelerinden sorumludur. Senaryonun geliştirilmesinden tutun yönetmenin, oyuncuların ve filmde yer alan tüm yaratıcı kadronun bir araya getirilmesini sağlayan kişidir.
Yani yapımcı aslında o kumaşı ilmek ilmek dokuyan kişi.
Evet. Bir projenin her şeyini görüp her şeyinden sorumlu olmak benim çok hoşuma gidiyor. Çok küçük detaylar değil ama büyük resmi görüp, ondan sorumlu olmak kişiliğimle daha uyumlu.
Çok etkileyici.
Peki ne tarz çalışmalarınız var?
Uzun metraj filmler, kısa filmler ve belgeseller var. İlk uzun metraj filmimi Türkiye’de yaptım: Lodos. Sonra Kar Beyaz’ı yaptık. Bulgaristan, Rusya ve Kazakistan’dan En İyi Film Ödülleri aldı. Buraya gelince Bosna kökenli Kanadalı genç bir yönetmenle The Waiting Room isimli bir film yaptık. Bikini Moon var. O da birçok festivale katıldı. Almanya’da Kreuzberg isimli bir film çektik. Montreal Film Festivali ve Edmonton’da gösterildi. Bu kış Stranded çekildi. Toplam 7 uzun metraj filmim var.
Bir kere daha gurur duyduk.


Peki eşiniz Kanada’lı olunca göçmenlikle ilgili sorunlarınız daha mı az oldu?
Gelmeden önce çok Kanadalı görüyordum kendimi. Fakat gelince öyle olmadığını gördüm. Göçmenliğe dair çeşitli zorluklar yaşadım. İşin ilginç yanı eşim Kanadalı olduğu halde o da yaşadı aynı sorunları. 2008’de mali krizin patladığı dönemde geldik. Eşimin kolay iş bulacağını düşünüyorduk fakat 2 sene sürdü.
Siz bu süreyi nasıl geçirdiniz?
Ben başka bir iş yapmak istemiyordum. Bizim sektörede de sıkıntılı bir dönemdi tabi.
Ne gibi zorluklar yaşadınız?
Çok zorlandım. Hiç kimseyi tanımıyordum. Women In Film & Television adında bir organizasyonun sektördeki kadınlar için düzenlediği çeşitli kurslara katılıp çevre edinmeye başladım. Sonra kapı kapıyı açtı.

Kanada’da hem göçmen olmanın hem de film sektöründeki çok az kadından biri olmanın ne gibi dezavantajları oldu?
Ben şuna inanıyorum; kadın olduğumuz için zaten her zaman zorluk yaşıyoruz. Bu her alanda böyle. Onun için Project North 44 grubunu kurduk. Her ne kadar Kanada gelişmiş bir ülke olsa da, kadına yaklaşımı dünyanın birçok ülkesinden ileri olsa da bence burada da ciddi olarak kadın ayrımcılığı var. Bizim sektörde daha da fazla var. Bu nedenle bu sene bu konuda çalışan kurumlar çalışanların yarısını kadınların oluşturacağı şekilde bir kota koydurmaya çalışıyorlar. Tabi bu epey zaman alacak birşey.
Doğru. Sinemada kadın deyince akla ilk olarak cinselliğiyle öne çıkan kadınlar geliyor.
Evet. Kamera önündeki kadınlar geliyor akla. Onlar da kamera önünde olabilmek için inanılmaz ayrımcılığa uğruyorlar. Me too hareketinden biliyorsunuz, bu ayrımcılık bütün dünyada bütün mesleklerde var.

Bir film yapımcısı olarak sahip olduğunuz otorite bir kadın olarak özel yaşamınıza ne kadar yansıyor?
Yapımcı olmadan önce de sanırım benim her zaman bir otoritem vardı. Yaptığım her işte beni çok destekleyen bir eşim var. Zaten en kritik zamanlarda onun desteği ve teşviği olmasa şu anda yaptıklarımı yapabilmem mümkün değildi.
İşinizin en zor yanı nedir?
Finans bulabilmek bence en büyük sorun. Riskli bir sektör olduğu için yatırım yapmak isteyen yatırımcı sayısı zaten çok az. Bu nedenle çoğunlukla fonlar ya da vergi teşvikleri gibi metodlarla devlet destek veriyor. Göçmen olarak geldiğinizde öncelikle burada bir geçmişinizin olmaması fon alabilmek için gerekli kriterlere uymanız konusunda negatif etken oluyor. Size fon vermeleri için sizi tanımaları gerekiyor. Kendinizi tanıtmak için film yapmanız gerekiyor. Film yapmak içinse para bulmanız gerek. Bu kısırdöngüyü aşmak oldukça zor.
Aklıma Canadian Experience kavramı geliyor.
Aynen öyle.
Peki en keyifli yanları neler?
Bir filmi çekip sonunda onu perdede gördüğünüzde çok büyük bir mutluluk oluyor.

Gelecekle ilgili planlarınız neler?
Mesleki olarak daha çok film yapmak istiyorum. Aklımda en az 30 tane film yapmak var. Biraz da gençlere yol göstermek istiyorum. Türkiye’de film çekmek istiyorum. Yaptığım işlerin dünya çapında tanınması da çok güzel olur.

Genel olarak Kanada’yla ilgili düşünceleriniz neler?
Kanada çok güzel bir ülke, çok seviyorum. Bununla birlikte son zamanlardaki politik gelişmeler beni bir Kanadalı olarak korkutuyor. Seçilecek kişinin liderlik özelliklerinin yetersiz olacağından ve Kanada’nın çok kültürlü mozaiğine zarar vereceğinden korkuyorum. Çünkü dünyanın Kanada’ya çok ihtiyacı var.
Evet, Kanada ruhunun korunmasına çok ihtiyacımız var.
Kanadalıların ırkçı olmamaları, açık görüşlü ve hoşgörülü olmaları, hatta Kanada’nın doğası korunmalı.

Son olarak yeni gelecek olanların adaptasyon süreçlerinin kolaylaşması için ne tavsiye edersiniz?
Özellikle çalışmak istedikleri alanda araştırma yaparak gelmelerini tavsiye ederim. Geldikten sonra da açık fikirli olmalarını ve önceden buraya gelenlerin tecrüblerini dikkate almalarını öneririm. Bu konuda çok faydalı sosyal medya platformları var. Bir de gönüllü çalışmanın yollarını bulmalılar.

Çok teşekkür ederiz.
Beni konuk aldığınız için teşekkür ederim.