Ana sayfa Röportajlar İçimizden Biri ÖZEN VEKİLOĞLU

ÖZEN VEKİLOĞLU

3975
0
PAYLAŞ

“Okumanın yaşı yok. Eğitim ve öğrenmek insanı besleyen birşey.”

Hoşgeldiniz.
Siz de hoşgeldiniz,sevgili Ayşegül ve Ersoy, şeref verdiniz.
Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
2002 yılından beri Toronto’da yaşıyorum. Eşim ve iki kızımla birlikte göç ettik buraya. Uzun yıllar yurtdışında yaşadık. Eşimle birlikte çalıştığımız iş yerinde tanıştık, evlendik. Evlendikten 5 yıl sonra iş gereği Polonya’ya gittik. Varşova’da 4 yıl kaldık. Sonra Mısır’dan bir iş teklifi alıp 2 yıl da orada yaşadık. Mısır sonrası yaklaşık 6 yıl İstanbul ve ardından Toronto.
9 yıldır Toronto Üniversitesi’nde Süregelen Eğitim programları dahilinde Türkçe dersleri veriyorum. Bunlara ilaveten buradaki derneklerimizde gönüllü olarak görev alıyorum. 
Kanada’yı tercih etmenizin sebebi neydi?
Kızlarımızın eğitimi için burayı tercih ettik. Hep yabancı okullarda okudukları için aynı müfredatta devam etmelerini istedik. İleride onları yurtdışına tek başlarına gönderip ayrı kalmaktansa eğitimlerinin başında ailecek göç etmeyi tercih ettik. 
Daha önce Kanada tecrübeniz olmuş muydu?
Hayır, fakat eşimin ailesi Vancouver’da yaşadıkları için turistik olarak gelip gidiyorduk. 
Peki Toronto’yu tercih etmenizin sebebi neydi?
Toronto’yu hem iş bakımından daha avantajlı bulduk hem de Türkiye’ye daha yakın. İyiki gelmişiz; Toronto’yu çok sevdik.
İlk zamanlarınız nasıl geçti?
Önce bir arkadaşımızın evinde bir kac ay konuk olduk. Bize çok büyük bir rahatlık sağladılar, Toronto’yu tanıttılar. Kuzey Amerika bambaşka bir dünya. Dil sorunumuz yoktu, daha önceden yurtdışı tecrübemiz de vardı fakat yine de burada her şeye yeniden başlamak zordu. İş bakımından zorlandık örneğin. 
Bir de aynı mevkilere hemen gelinemiyor …
Tabi, eşim buraya gelmeden önce Türkiye ve Avrupa’da üst duzey yöneticilik yapıyorken  burada daha alt pozisyonlardan işe başlamak durumunda kaldı. Kızlar küçük oldukları için, ben ilk birkaç yıl çalışmama kararı almıştım. O yüzden iş bulmak anlamında büyük bir sıkıntım olmadı diyebilirim.
Sıfırdan başlamanın bir de duygusal yükü var. 
Evet kesinlikle. Altından kalkılması kolay değil. Bir de bizler 20’li yaşlarda buraya gelmediğimiz için aslında radikal bir karar vermiştik. Üniversiteden yeni mezun olup hayata yeni atılanlar için daha rahat başka bir ülkeye göç etmek. Olgun yaşlarda ve çocuk sahibi olarak göç etmek o kadar kolay değil. Sorumluluklar da artıyor dolayısıyla.  
Çocuklarınızın burada aldıkları eğitimden memnun musunuz?
Çocuklarımız burada devlet okullarına gittiler. Burada eğitim ve öğretimin birlikte yürüdüğü muazzam bir sistem var. Zaten böyle olması gerekiyor. Daha ilkokulda çocukların kendilerini ifade edebilecekleri ve şahsiyetli yetişebildikleri bir sistem olduğunu gördüm ve çok memnun kaldım. Bizim kültürümüzle burada gördükleri çok kültürlülüğü harmanlayarak yetişme şansı buluyorlar. Eğitimlerini tamamlayıp, iş hayatına atıldıktan sonra doğru karar vermis oldugumuzu bir kere daha görmüş olduk. 
 
Türkiye’de nasıl bir yaşamınız vardı?
Üniversite egitimimi ekonomi alanında yaptım. Fakat çok da severek okumadım. Polonya’daki yaşamımızın son yıllarında yüksek lisansımı Türk Dili ve Edebiyatı üzerine yaptım. İlk olarak Varşova Üniversitesi’nde yabancılara Türkçe dersi verdim. Sonra  1 yıl da Kahire Üniversitesi’nde ders verdim. Özel ogrencilerimde oldu. Türkiye’ye döndükten sonra sivil toplum kuruluşlarında çalıştım. Bir çok tanınmış akademisyen, gazeteci, yazar ve kadın dernekleri yöneticileriyle birlikte kurduğumuz WINPEACE’de (Türk- Yunan Barış için Kadın girişimi) uzun yıllar çalıştım. 
Ayrıca, Doğudaki kız çocuklarının eğitimi ve Roman yurttaşlarımıza okuma- yazma öğretmek gibi çok özel ve değerli projelerde görev aldım. 
Burada eğitmenlik nasıl gidiyor?
Çok mutluyum bu işi yapmaktan. Burada sadece Türk dilini değil, Türk kültürünü de öğretiyorum. Türkçe çok kolay bir dil değil aslında ve oldukça farklı gruplardan öğrencilerim var. Evlilik sebebiyle Türkçe öğrenmek isteyen öğrencilerim var. Onlara mümkün olduğunca örf ve adetlerimizi de öğretmeye çalışıyorum. Mesela bir kız isteme töreninin nasıl yapılacağını öğretmek için sınıfta temsiller hazırlıyorum. Uluslararası hukukla ilgilenen avukatlar öğrencim oluyor.Türkiye üniversitelerinde çalışmak üzere giden akademisyenler var. Bir kaç dil bilen bunlara bir de Türkçe ekleyeyim diyen öğrencilerde var. Kanadalılar bilgiye ve kültüre çok önem veren insanlar. Tatil için gidecekleri bir ülkenin dilini öğrenmeye gayret ediyorlar. Bu çok güzel birşey. Bunun dışında özel öğrencilerim de var. Dediğim gibi, öğretmenlik sırf dille bağlı kalmıyor, kültürü de kapsıyor ve ben bunu çok büyük bir keyifle yapıyorum. 
Kanada’da ayrıca bir eğitim aldınız mı?
Öğretmenin yanında öğrenmeyi ve kendimi geliştirmeyi de çok seviyorum. Burada da liderlik ve organizasyon üzerine bir master yaptım. 
Zor muydu burada eğitim almak?
Tabiki kolay değildi. Her şeyden önce İngilizce benim anadilim değil. Kızlarımdan ve esimden yardim aldim.. Bence okumanın yaşı yok. Yeni bilgiler öğrenmek, dağarcığımıza yeni şeyler eklemek çok önemli. 
 
Sosyal olarak da oldukça faal bir insansınız.
16 yıldır Ankara Kitaplığın’da büyük bir mutlulukla ve zevkle çalışıyorum. Ankara Kitaplığı gönlümün baş köşesinde. Edebiyat, kitaplar, dans, sanat benim hayatımın olmazsa olmazları. Ankara Kitaplığı, Türkiye ve Toronto arasında gerçek bir edebiyat ve kültür köprüsü. Burada yapılan işleri çok önemsiyorum. Yeri küçük fakat yaptığı işler ve vizyonu büyük bir kurum. Masal günlerimiz, pikniklerimiz, şiir gecelerimiz, kitap tanıtımlarımız, sohbet günlerimiz ve Türkiye’den gelen konuklarımızla burada yaşayan bizleri buluşturmak anlamında harika işler yapılıyor kitaplığımızda.  
Gönlümün bir diğer köşesinde ise Anadolu Halk Oyuncuları ve Ezgi Müzik Grubu var. Çok değişik kültürlerden çok güzel insanlar biraraya gelmiş. Çalışmalarımızı yaptığımız Pazar günlerini iple çekiyorum. Küçük bir Türkiye profili var orada. 
Anne tarafımdan Azerbaycanlı olduğum için o kültüre de çok ilgim var. 6 yaşımdan beri Azerbaycan dansları ve müziği ile ugraşıyorum. Burada 15 yıldır birlikte çalıştığım bir Azeri dans gurubunun da üyesiyim. 
Buradaki sayımız arttıkça, bu kuruluşların aktiviteleri daha da önem kazanıyor. Bir de özlem var. Her ne kadar buradaki yaşamlarımızdan memnun olsak da bizler burada doğmadık. Kendi kültürümüzü özlüyoruz. Sivil toplum kuruluşlarında çalışılmasa bile yaptıkları etkinliklere katılmak hepimizi motive eden, sıkıntılarımızı dağıtan aktiviteler. Keşke hepimiz birarada daha çok şeyler yapabilsek. Bunun çok özlemini çekiyorum. 
İyiki gelmişim diyor musunuz?
Kesinlikle diyorum. Kanada’da ailecek mutluyuz. Burası yaşayabileceğimiz en güzel ülkelerden birisi. Çocuklarımızi çok rahat yetiştirdik. İkisi de mutlu büyüdüler. Burada huzur buluyorum. Tek problem ozlem. Ben oldukça kalabalık ve birbirine sıkı bağlarla bağlı bir aileden geliyorum. Geldiğimden beri her sene bir kayıp verdim. Babam dışında hiçbirinin cenazesine gidemedim. 
Yeni gelenlere ne tavsiye edersiniz?
Doğru ve vizyonlu bir seçim yaptıklarını söylemek isterim. Dünyanın en güvenli ülkelerinden birindeler. Çocuklarımız burada birer dünya vatandaşı olarak yetişiyorlar. Gönüllü çalışmalarını ise kesinlikle öneririm. Dil öğrenmenin, arkadaş edinmenin, kısacası Kanada hayatına entegre olmanın en verimli yolu bu bence. 
Teşekkürler