“Her çeşit ayrımcılığa olabildiğince direnmeye çalışıyorum. Herhangi bir yardımımdan sonra teşekkür edenlere ise bana teşekkür etmek yerine onların da bir başkasına yardımcı olmalarını tavsiye ediyorum.”
Merhaba, sizi tanıyabilir miyiz?
1955, İzmir doğumluyum. 1979 yılından beri Kanada’da yaşıyorum. Ryerson Üniversitesi’nde sosyoloji profesörüyüm. Evliyim, 1 çocuğum var.
Ne gibi akademik çalışmalarınız var?
Üniversite, ders vermek kadar araştırmacı olarak da katkıda bulunmamızı istiyor. Özellikle tarım ve gıda sosyolojisi dallarında önemli sayılacak katkılarım oldu. 1994’de Ryerson Centre for Studies in Food Security’nin kurulmasında rol oynadım. 2005’e kadar koordinatörlüğünü yaptım. Bu konuda pek çok projeye katkıda bulunduk. Şu anda Suriyeli mültecilerin gıda güvenliği konusunda çok uluslu karşılaştırmalı bir proje hazırlıyoruz. 2005 yılında bir sivil toplum örgütü olan Food Secure Canada’nın kurucu başkanı oldum. 2005-2008 arası gıda araştırmaları konusunda disiplinler arası bir yaklaşımı savunan Canadian Association for Food Studies (CAFS) isimli bir derneğin kurucu başkanlığını yaptım. CAFS 2014’den beri Canadian Food Studies adlı bir dergi çıkarıyor. Editörlüğünü yaptığım Critical Perspectives in Food Studies adlı kitap Oxford University Press tarafından basıldı. Şu anda 3’üncü baskıya hazırlanıyoruz. 2017’den beri de Ryerson’da Middle Eastern and North Africa Studies Centre’ın direktörlüğünü yapıyorum. Eğitim ve araştırmacılıkta katkılarım nedeni ile pek çok ödül aldım. 2014’de Ryerson Üniversitesi Provost’s Interdisciplinary Teaching Award, 2016’da Ryerson Faculty Association’s Career Achievement Award ve 2017’de de CAFS tarafından verilen Distinguished Lifetime Achievement Award in Recognition of Outstanding Contributions to Food Studies bu ödüller arasında.
Kanada’yı tercih etmenizin sebebi neydi?
1978’de Boğaziçi Üniversitesini bitirdim. 1979’da Sedef Arat’la evlendim. Yüksek lisans yapmak için Kanada’da Waterloo Üniversitesi’nden birimize burs bulduk. O sırada Türk Lirası büyük bir develüasyon geçirdi, bir anda dolar iki katına çıktı. Bizim paramız yetmedi. Sağolsunlar, eş, dost ve aile katkısıyla gerekli maddi desteği sağladık. Bir yıllığına geldik.
Geldiğinizde sizi karşılayacak kimse yok muydu?
Kimsemiz yoktu. Waterloo’daki Türk toplumu destek oldu. Yine de ilk intibamız çok olumluydu. Gerek kendi toplumumuz gerek Kanadalı dostlar sayesinde kendimizi evimizde hissettik.
Nasıl bir ülkeydi Kanada o zamanlar?
Benim ilk gördüğüm Kanada Waterloo idi. Küçük bir şehir olmasına rağmen iki tane üniversitesi olan sakin, huzurlu ve temiz bir şehir. Toronto ve Montreal’i de çok beğendik. Bir İzmirli olarak ben kışını bile çok sevdim. Tabi bunda yeni evli ve genç yaşta olmamızın payı da büyük. Herşey heyecan veriyordu bize.
Sonraki yıllar nasıl geçti?
İkimiz de yüksek lisansımızı tamamladıktan sonra Toronto Üniversite’sine yabancı öğrenci olarak doktora programına kabul edildik. Notlarımız çok iyi olduğu için bu kez ikimiz de burs alabildik.
Peki Kanada’da kalmaya nasıl karar verdiniz?
O zamanlar Kanada içinden göçmenlik için başvuramıyorduk. Öğrenci vizemi uzatmak için gittiğim Buffalo konsolosluğundan başvurdum. Öğrenci vizemi hazırlayan görevli, “sosyolog olarak iş imkânın var mı” diye sordu. “Saskatchewan Üniversite’sinde bir pozisyon var” dedim. Göçmenlik memuru oraya gidip gitmeyeceğimi sordu. “Elbette” dedim. Bizim işlemleri oracıkta başlattılar. Bazen doğru zamanda doğru yerde olmak çok önemli oluyor.
Ve siz Saskatchewan’a gittiniz.
Saskatchewan işi olmadı malesef, ama oradaki arkadaşlarla da pek çok projede ortak çalıştık ileriki yıllarda. Fakat göçmen olduktan sonra farklı burslara başvurma imkanımız doğdu. Tezimi bitirdikten sonra post-doktora bursu ile 2 yıl Guelph Üniversitesi’nde, sonra Peterborough’da Trent Üniversitesi’nde mukaveleli olarak çalıştım. Eşim de oraya kabul edildi. O arada Ryerson Üniversitesi’nde kadrolu bir pozisyon açıldı. Mülakatı tamamlayıp eve döndüğümde annemi kaybettiğimi öğrendim. Bir yandan apar topar Türkiye’ye gitmek için hazırlanırken diğer yandan üniversiteyi arayıp durumu bildirdim. Meğer bölüm başkanı dekanla birlikteymiş ve görevi bana teklif etmeye karar vermişler. Döndüğümde gelip kağıtları imzalamamı söyledi. Bir yanda annem hiç beklenmedik bir şekilde ölmüş, mahvolmuşum; öbür yanda yıllardır beklediğim iş olmuş. Dede Korkut masalındaki gülen ayva ile ağlayan nar misali.
Çok zor bir durum… Allah rahmet eylesin.
Sağolun.
Peki burada ayrımcılık, dışlanma ya da ötekileştirme gibi durumlarla karşılaştınız mı?
Oluyor ama…
Hayatı etkileyecek şekilde değil sanırım…
En büyük ayrımcılığı veya en büyük sıkıntıyı 11 Eylül’den sonra yaşadım. O zamana kadar yabancı olduğumun pek farkında değildim.
Aslında yabancı da değilsiniz. Sonuçta buraya henüz üniversite çağlarınızda gelmişsiniz.
Doğru. Tabi gurbettesin, aradığın şeyler bazen bulunmuyor. Yavaş yavaş aradıklarını bulmaya, kültüre ve ortama alışmaya başlıyorsun. Hiç kimse bana bizden değilsin hissini yaşatmamıştı veya ben farketmemiştim. Ama 11 Eylül’den sonra çok bariz bir şekilde bunu hissettim. Güvenlikten geçerken rastgele bir güvenlik kontrolü kisvesiyle gittiğim yere ne amaçla gittiğim soruluyordu. Güvenlik için yapılan mülakatlarda, işimi söylediğimde sosyoloji nedir gibi sorular soruluyordu. Çok sinirleniyordum. Çünkü ayrımcılık yapıldığını hissediyordum.
Oysa dış görünüşünüzden belirli bir gruba ait olduğunuzu düşünmek zor.
Kimlik sizin kendinizi nasıl gördüğünüz kadar, başkalarının da size ne gözle baktığına bağlı bir aidiyet duygusu. Havaalanında Mr. Koc veya Dr. Koc yerine Mr. Mustafa’yı duyduğum zaman artık ne olacağını biliyorum.
İsminiz Müslüman ismi olduğu için mi?
Evet. Hatta o sırada bazı arkadaşlar samimi bir şekilde ismimi değiştirmemi önerdiler. Değiştiren insanlara da kızmıyorum, herkes kendisine yakışan elbiseyi giyer. Fakat kendi adıma katiyyen bir değişiklik yapmayı düşünmedim.
Bu durum düzeldi mi?
Düzeldi tabi. Zamanla sakinleşti. Özellikle Trudeau’nun gelişinden sonra daha liberal bir ortam olduğunu hissediyorum. Ama bu kez de, başka ortamlarda siyasi görüşlerim nedeni ile ötekilendiğimi hissediyorum.
Bu arada akademik anlamda benzer bir durum yaşadınız mı?
Hayır, onu hissetmedim. Ayrımcılık her toplumda var. İnsanın olduğu her yerde ötekileştirme de oluyor. Bu sadece göçmenlere yönelik bir durum değil. Kendi toplumundaki başka insanlara karşı da ayrımcılık yapanlar oluyor. Çünkü ayrımcılık sadece ırk ya da etnik olarak değil; din, dil, cinsiyet, cinsel tercih, dünya görüşü, kültür, bedensel ya da zihinsel yeterlilik, hatta yaş konularında bile sözkonusu. O yüzden her çeşit ayrımcılığa olabildiğince direnmeye çalışıyorum.
Bugünkü aklınız olsa yine Kanada’yı tercih eder misiniz?
Ederim. Ülkemi çok seviyorum. Fakat Kanada’daki huzuru da çok seviyorum. Bu duygu mesleğimle ilgili olabilir. Benim güzel bir işim var: öğretmenlik. Kampüse heyecanla, gülümseyerek geliyorum.
Hala öğrenci olduğunuzu da söyleyebilir misiniz?
Tabiki. Öğrenmeden öğretmek mümkün değil.
Peki Türkiye kökenli öğrencilerinize kolaylık yapıyor musunuz?
Öğrencilerim arasında hiçbir ayrım yapmıyorum. Benden yardım isteyenlere ayrım yapmadan elimden geldiğince destek olmaya çalışıyorum. Bana teşekkür edenlere ise teşekkür etmek yerine onların da bir başkasına yardımcı olmalarını tavsiye ediyorum.
Bir çocuğunuz olduğunu söylemiştiniz. Burada çocuk büyütmek zor muydu?
Bizimki biraz zordu. Eğitimi tamamlayalım, iş bulalım derken epey bekledik. İş ve ev arası 2 saatten fazla sürüyordu. En büyük zorluk tabi eşimdeydi fakat benim de kucağımda oğlumla derse girdiğim oldu.
Oğlunuz öğretmen anne baba olmanın ağırılığını ne kadar hissetti kimbilir.
Çok hissettirmedik sanırım, şu anda o da McGill Üniversitesi’nde doktorasını yapıyor.
Son olarak, yeni gelenlere ne tavsiye edersiniz?
Yeni gelenler kavramı çok geniş bir yelpaze. Belirli bir yaşta, belirli bir meslek düzeyinde gelen kişilerin ilk birkaç yıl o sıkıntıları yaşaması çok zor haliyle. Herkese tek tip bir reçete sunmak mümkün değil. Bununla birlikte gemileri yakmadan burada kök salınamayacağı düşüncesindeyim. İnsanın aklı orada kendi burada olunca, arafta kalınıyor. Bence öncelikle bunu aşmak gerek.
Teşekkürler.