Ana sayfa Ayın haberi TARİHİN AKIŞINI DEĞİŞTİREN KADINLAR

TARİHİN AKIŞINI DEĞİŞTİREN KADINLAR

4001
0
PAYLAŞ

Yaşamları tarifi imkansız zorluklarla geçmesine rağmen, bilimden sanata, yaşamlarımızın her alanında  izlerini bırakan kadınlara sonsuz sevgi ve hürmetlerimizle…

İskenderiyeli Hypatia

370–415 Yunan filozof, matematikçi ve astronomdur. İskenderiye Kütüphanesi’nde felsefe, matematik ve astronomi üzerine dersler vermiştir. Yeni Platonculuk öğretisine bağlı olan Hypatia, Atina Akademisi’nin Eudoxus’ün başını çektiği Matematik geleneğine üye idi. Hypatia doğayı; mantık, matematik ve deney ile açıklamaya çalıştı. Dönemin Piskoposu Cyril, Hypatia’yı hedef göstererek İncil’den yaptığı alıntılar ile halkı kışkırtmış ve Hypatia, halk tarafından “dinsiz” ve “şeytan” olarak nitelendirilmiştir. Dinsiz olduğu ve politik işlere karıştığı gerekçesi ile 415 yılında kıptî Hristiyan bir çete tarafından taşlanarak öldürüldü.

Afife Jale

1902 – 24 Temmuz 1941, İstanbul
Türk tiyatrosunda sahneye çıkan ilk Müslüman kadın oyuncudur.
Asıl ismi Afife olan sanatçı, bir oyunda «Jale» takma ismini kullanmış ve daha sonraları Afife Jale adıyla anılmaya başlanmıştır. Darülbedayi’de tiyatro eğitimi aldı. Ancak, Dahiliye nezaretinin Müslüman kadınların kesinlikle sahneye çıkamayacaklarına dair bildirisi Darülbedayi Yönetim Kurulu’na ulaştırılınca işten çıkarıldı. Yıllarca İstanbul ve Anadolu’da ölüm tehditleri almasına rağmen tiyatroya etti. 1929 yılında besteci ve tamburi Selahattin Pınar’la evlendi. Cumhuriyetin ilan edilmesinden sonra yeni rejimin Türk kadınlarının sahneye çıkmasının önündeki yasal engelleri kaldırasına rağmen, yıllarca yaşadığı duygusal ve psikolojik rahatsızlıklar sonucu tiyatroyu bırakmak zorunda kaldı ve Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde yaşamını yitirdi.

Harriet Beecher Stowe

14 Haziran 1811 – 1 Temmuz 1896) Amerikalı yazar. Amerika Kuzey- Güney İç Savaşı döneminde kölelik karşıtı romanlar yazmıştır. Bunlardan en önemlisi ise tefrikalar halinde gazetede yayınlanan ve 1952 yılında kitap haline getirilen Tom Amca’nın Kulübesi’dir. Kuzey’de etkin olan kaçak kölelere yardım etmenin suç sayılması kanununa karşı çıkmış ve Güney’de köle olarak bulunan Afrika kökenli Amerikanların yaşadıkları insanlık dışı koşulları dünyaya duyurmuştur.

Helen Keller

27 Haziran 1880 – 1 Haziran 1968, Amerikalı pedagog ve aktivist
Bebeklik çağından itibaren kör-sağır ve dilsiz olması, onu pek çok meslektaşından ayıran önemli özelliğidir. Engelli olmanın neredeyse suç sayıldığı ve engelli haklarının tamamen yok sayıldığı bir dönemde başardıkları, onu efsanevi bir kişilik haline getirmiştir. Beş lisan bilen, bisiklet, kano ve yelkenli ile gezintiye çıkan, yüzen, satranç oynayan Helen Keller, yazdığı makaleler ve bir dizi kitapla kendisini engellilere yardımcı olmaya adamıştır. Başta Amerikan Görme Engelliler Vakfı olmak üzere çok sayıda organizasyonda görev almış ve görevleri nedeniyle dünyanın pek çok yerine seyahat etmiştir. Telefonun icadından sonra kendisini sağır çocukları eğitmeye adayan Graham Bell aracılığıyla tanıştığı, kendisi de çok az görme yetisine sahip olan Anne Sullivan, Helen’a okuma – yazmayı, konuşmayı öğretti ve herkes gibi eğitim almasını sağladı.1900’de günümüzde Harvard Üniversitesi ile birleşmiş olan, kadınların devam ettiği Radcliffe College adlı yüksek öğrenim kurumunda eğitim alan Keller, 1904 yılında mezun olduğunda lisans derecesi alan ilk kör-sağır kimse ünvanını kazandı.

 
Ada Lovelace
 
10 Aralık 1815 – 27 Kasım 1852
İngiliz matematikçi ve yazardır. Esas olarak Charles Babbage’in erken dönem mekanik genel amaçlı bilgisayarı Analitik Makine üzerindeki çalışmaları ile bilinir. Makine hakkındaki notları, bir bilgisayar tarafından işlenmek üzere yazılan ilk algoritmayı içerir. Bundan dolayı genel kanı dünyanın ilk bilgisayar programcısı olduğudur.
 
Matematikle müziğin bağlantısı üzerine çalıştı. Kendisini analizci ve metafizikçi olarak tanımlardı. Şiirsel bilim yaklaşımı ona, ortak çalışma aracı olarak teknolojinin birey ve toplumla ilişkisinin nasıl olduğunu inceleyen analitik motorun temel sorularını sormasına önayak oldu. Lovelace’ın notları başlangıç bilgisayar tarihinde çok önemlidir.
 
Ada Lovelace 36 yaşındayken, rahim kanserinden öldü. Kocası  Lovelace Kont’u William, ölüm döşeğinde kendisini terk etmiştir. 

 
Kathrine Virginia “Kathy” Switzer 
d. 5 Ocak 1947, Amberg, Almanya
ABD’li yazar, TV yorumcusu ve maraton koşucusudur. 
Boston Maratonu’na katılan ilk kadın. 1967 yılında, kadınların katılamadığı maratonda koşarken fiziki olarak engellenmeye çalışılmış, ancak erkek arkadaşının desteğiyle koşmayı sürdürerek yarışı bitirmiştir. 
Syracuse Üniversitesi’nde öğrenciyken maratona hazırlanmaya başlamıştır. Kendisine yardım eden koçu kadınların bir maraton koşusu için son derece kırılgan olduğunu söylemiştir. Maraton sonunda ise marathon federasyonu yöneticisi de kadınların bu tip yarışlarda bulunmamaları gerektiğini ve eğer Switzer kendi kızı olsaydı, onu pataklayacağını beyan etmiştir. 
Switzer maratona katılıp, başarıyla tamamladığı halde kadınlar 1972 yılına kadar Boston Maratonu’nda resmî olarak yarışma hakkı elde edemediler.
 
Marie Curie
 
7 Kasım 1867 – 4 Temmuz 1934, Polonya asıllı kimyager ve fizikçi. Sonradan Fransız vatandaşlığına geçmiştir.
1891 yılında, ülkesindeki eğitim sistemi nedeniyle kadınların üniversiteye gitmesi ya da teknik eğitim görmeleri için yurtdışına çıkmaları gerekiyordu. Curie, 24 yaşında üniversiteyi yüksek derece kazandı.  
Radyoaktivite üzerine yaptığı çalışmalarla iki farklı alanda Nobel Ödülü kazandı. Uranyumla yaptığı deneyler sonucu radyoaktiviteyi keşfetti. Toryumun radyoaktif özelliğini buldu ve radyum elementini ayrıştırdı. 1903 Nobel Fizik ödülü, 1911 Nobel Kimya ödülü sahibi ve radyoloji biliminin kurucusudur. Çalışmalarıyla bir çığır açan Curie, Nobel Ödülü’nü alan ilk kadın, bu ödülü iki kere alan ilk bilim insanı olmuştur. Bu başarılarının yanı sıra oldukça yaralayıcı kişisel saldırılara maruz kaldı. İlk olarak tümü erkeklerden oluşan Fransız Bilim Akademisi bir oyla üyeliğini reddetti. Ardından, meslektaşı Paul Langevin ile arasında aşk ilişkisi olduğuna dair dedikodular yayılmaya başladı. 
1934’te Fransa Savoy’da kan kanserinden öldü. Hastalığı, aşırı dozda radyasyona maruz kalmasına bağlandı. Bu yüzden ona “bilim için ölen kadın.” denildi. 
Radyokaktivite çalışmalarından dolayı, radyokativite birimine “curie” denilmektedir.
 
Emily Murphy 
 
14 Mart 1868 – 27 Ekim 1933
Kanada’lı kadın hakları aktivisti, hukukçu ve Birleşik Krallık ve Kanada’da ilk kadın sulh yargıcıdır. 
 
Murphy‘nin yaşadığı dönemde, Kanada’da kadınlara kötü muamele etmek çok sıradan bir olaydı. 1867, British North America Antlaşması’na göre, kadınlar işledikleri suçlara ceza alabiliyor fakat erkeklere tanınan hak ve özgürlüklerden faydalanamıyorlardı. Yasanın temelinde “Kadın insan olarak dikkate alınmamalıdır” düşüncesi vardı.1917 yılında bir başka yargıcın Murphy’nin bir kadın olması sebebiyle ‘kişi’ sayılamayacağını ve dolayısıyla hakim olarak pozisyonunun geçerli olmadığını ileri sürmesinin sonucu olarak, 1927 yılında Murphy, dört Kanadalı kadınla gücünü birleştirerek Kanada Yasası’nı hazırladı. 
 
Valentina Tereshkova
 
 6 Mart 1937 Sovyetler Birliği
Uzaya çıkan ilk kadın, ilk sivil; 16 Haziran 1963 yılında, Vostok 6 pilotluğu için 400’ü aşkın başvuru ve 5 finalist arasından Tereşkova birinci seçildi. Uzayda, Dünya’nın yörüngesinde 48 tur atarak yaklaşık 3 gün geçirdi.
Kozmonot Corps’a katılmak için Tereşkova Sovyet Hava Kuvvetleri’ne onurla bağlandı ve böylece uzaydan uçan ilk sivil oldu.
 
Kozmonot olarak işe almadan önce Tereşkova tekstil fabrikası montaj işçisi ve amatör bir skydiving sporcusuydu. Dönemin Sovyet ideolojisinin kadın erkek eşitliğini destekleme düşüncesi ile geliştirdiği, uzaya kadın yollama projesindeki aday kriterleri 30 yaşın altında,  paraşütçü, 170 cm’den kısa ve 70 kg’dan hafif olmasıydı. Yoğun bir eğitimden geçirildikte sonra Tereshkova uzaya gitti. 1969’da ilk kadın kozmonot grubunun dağılmasından sonra Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin önde gelen bir üyesi oldu ve çeşitli politik görevlerde bulundu. Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra siyasi olarak aktif kaldı ve hala Sovyet sonrası Rusya’da bir kahraman olarak görülüyor.
2013’te fırsat sağlanırsa Mars’a tek yönlü bir yolculuk yapmayı istedi. 2014 Kış Olimpiyatlarının açılış töreninde Olimpiyat bayrağını taşıyan biriydi.